Merhaba! Ben Erdem Cırık. Dijital dünyaya ve blog yazarlığına olan ilgim, bundan 11 yıl ve 63 gün önce başladı. O zamanlar genç bir öğrenciydim, merakla doluydum, ve hayatın önüme çıkaracağı sürprizlerden tamamen habersizdim. Bir internet kafede, ortaokul öğretmenimin web sitesini nasıl yaptığını araştırırken, kendimi çok farklı bir dünyanın kapısında buldum. Web tasarım ve içerik üretimi gibi kavramlarla ilk defa karşılaştım. Çocukken bile teknolojiye ve internetin sunduğu sonsuz bilgiye büyük bir ilgim vardı; bu dünyada kaybolmak, kendi yolumu çizmek istiyordum. O gün fark etmeden attığım bu ilk adım, hayatımın tam merkezine yerleşecek uzun bir yolculuğun başlangıcı oldu.
Yıllar süren bu dijital yolculuk boyunca Hürriyet Blog Ödülleri, indir.com ödülleri gibi prestijli ödüller kazandım ve sektörün “en çalışkan site” ödüllerine layık görüldüm. Bir dönem “webmaster efsanesi” olarak tanındım ve hatırı sayılır bir takipçi kitlesine ulaştım. Ancak başarılar kadar mücadelelerle de dolu bir süreçti bu; her bir blog yazısı, her bir sayfa tasarımı, her bir etkileşim benim için adeta bir öğrenme süreciydi. Mükemmeliyetçi bir karakterim vardı; bir piksel hatası dahi günlerimi alabiliyordu. Her sayfayı, her içeriği kusursuz yapmak için saatlerce uğraştım. Takipçilerimle güçlü bağlar kurdum, dijital dünyada kendime sağlam bir yer edindim.
Blog Dünyasından Dijital Pazarlamaya Geçiş
Ancak hayat beni başka yönlere çekmeye başladı. Dijital dünyada sadece blog yazarı değil, aynı zamanda profesyonel bir pazarlama uzmanı olma yolunda ilerledim. Dijital pazarlama teknikleri, sosyal medya stratejileri, marka yönetimi gibi konulara yoğunlaşmaya başladım. Blogdan uzaklaştıkça, aslında bu yeni alanın bana sunduğu fırsatları daha net görmeye başladım. Blog yazarlığı, içsel bir tatmin sağlasa da gerçek anlamda bir geçim kaynağı olmaktan uzaktı. Kendimi daha sürdürülebilir bir kariyere adamak ve hayallerimi gerçekleştirmek için adeta bir “zorunlu ayrılık” yaşadım.
Bu süre zarfında, yalnızca iş hayatında değil, sosyal anlamda da çok şey öğrendim. Farklı kültürlerden, farklı karakterlerden birçok insanla tanıştım. Her yeni tanışıklık, bana iletişim ve ticaretin derinliklerine dair yeni bir bakış açısı kazandırdı. Bu etkileşimler, insan psikolojisinin ve sosyal dinamiklerin iş hayatında ne denli önemli olduğunu gösterdi. Artık profesyonel bir dijital pazarlama uzmanı olarak hem kendi bilgi birikimimi geliştirdim hem de çevreme bu birikimi aktarmanın yollarını aradım. Sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda etkili iletişim kurmanın, stratejik düşünmenin ve fırsatları değerlendirme becerilerinin iş dünyasında ne kadar önemli olduğunu gördüm.
Dönüm Noktası: Yeniden Blog Yazarlığı
Bunca yılın ardından, kendime “Nerelerdeyim?” diye sormaya başladım. Dijital pazarlamada elde ettiğim başarılar tatmin edici olsa da, bir şeylerin eksikliğini hissettim: kendimi ifade edebildiğim, düşüncelerimi ve deneyimlerimi paylaşabildiğim bir blogun eksikliği. Zamanında blog yazarlığından uzaklaşmış olsam da, dönüp baktığımda yazmanın benim için bir terapi, bir içsel yolculuk, hatta bazen bir arkadaş olduğunu fark ettim. İşte bu yüzden, bunca yıllık birikimimi ve deneyimlerimi paylaşmak, dijital dünyanın içinde öğrendiklerimi aktarmak için tekrar yazmaya karar verdim.
Bu defa, eskisi gibi mükemmeliyetçi bir yaklaşımla değil; daha samimi, daha rahat bir bakış açısıyla yazacağım. 1 piksel hatası için günlerimi harcadığım o günler artık geride kaldı. Şimdi mükemmellikten ziyade sadelik ve samimiyet arıyorum. Takip edilme, beğenilme gibi kaygılarım yok. Eskiden benimle aynı yolda yürüyen takipçilerim bilir, lafı fazla uzatmayı sevmem. Artık sadece içimden geçenleri, yaşadıklarımı, öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum. Bir anlamda, kendimi anlatma ihtiyacımı tekrar keşfetmiş durumdayım.
Yeni Blogda Yeni Yönelimler: Dijital Pazarlama ve İletişim
Bugün, deneyimlerimle dolu bir yolculuktan sonra geri dönüyorum. Dijital pazarlama, iletişim stratejileri gibi konularda öğrendiklerimi paylaşacağım bir platform olacak burası. Bu süreçte, yazdığım Gizli Güç: Dijital Pazarlama, Pozitif Manipülasyon ve İletişim Stratejileri kitabım da bu alandaki bilgi birikimimi paylaştığım önemli bir kaynak. Kitap, dijital dünyanın bilinmeyen dinamiklerine dair bir rehber niteliğinde ve bu blogda da kitapta değinmediğim bazı noktalara daha derinlemesine yer vermeyi planlıyorum. Dijital dünyada insanların algısını şekillendirme sanatı, etkili iletişim kurmanın yolları ve insanların dikkatini çekme stratejileri gibi birçok konuda içgörüler sunmayı hedefliyorum.
Gelecekte Blog: Samimiyet ve Sadelik
Bugün geldiğim noktada, dijital dünyada her şey çok değişti. İnsanlar artık daha hızlı tüketime odaklanmış, daha yüzeysel bir şekilde bilgi arıyor. Eskiden blog yazarlığı daha sıcak ve samimi bir iletişim aracıydı. Eskiden diğer blog yazarlarıyla güçlü bağlarımız vardı; şimdi ise geriye sadece Yalçın Güler kaldı, ona da buradan selam gönderiyorum. Neyse işte, bugünlerde herkes kendi doğruları ve kendi başarı hikayesini yaratma telaşında. Bu değişen dinamiklerin içinde ben de sadece yazmak istiyorum, ama samimi bir şekilde, içimden geldiği gibi.
Evet, eskiye oranla çok değiştim, çok farklılaştım, ama özüme dönüp baktığımda hâlâ yazacak çok şeyim olduğunu görüyorum. Blogum, tıpkı eski günlerdeki gibi canım sıkıldıkça yazdığım, kendimi ifade ettiğim bir alan olacak. Yılların birikimiyle dolu anılarımı, tecrübelerimi ve öğrendiklerimi paylaşacağım; belki bir gün yolumuzu kesiştirecek olan okurlarla daha samimi bir bağ kurabileceğim.
Yeni blog serüvenime hoş geldiniz!
Dijital dünya büyüyüp çoğalınca hayatımızda çoğu şey değişti. Blog kardeşliği, dostluğu, karşılıklı ilişkiler söndü hatta bitti diyebilirim.
Zaman geçtikçe haliyle insanlar da değişiyor ve eskiden yapılan şeyler yapılmıyor tamamen unutuluyor, blog yazmak gibi.
Çok takip edemiyorum laubalilik olmasın ama sanırım eskilerden bir tek ben kaldım. Blog serüvenine tekrardan hoş geldin kardeşim. Yazıların çok, yorumların bol olur inşallah 🙂